İzleyiciler
26 Ekim 2016 Çarşamba
BU DA DOSTOYEVSKİ'NİN KÖPEĞİ
Dostoyevski’nin kőpeği
İnsan ilişkileri karmaşıktır, anlamak veya çőzmek çok
zordur. İnsanın değil başkasını, kendisini bile gerçek anlamda
tanıması çok uzun ve tamamlanmayan bir süreçtir. Ancak
buna karşın birçok insan, kendisini ve diğer insanları
çőzümlediğini, çok iyi tanıdığını sőyler. Bu iddia, aslında
kişiye kendinden kaçıştan başka bir şey getirmez.
Bir toplantıda yüksek sesle okuduğu bir şiir nedeniyle, Çar
tarafından Sibirya’da hapse mahkûm edilen Rus yazar
Dostoyevski, hapis cezasını bitirdikten sonra anılarını kaleme
aldığı “Ölüler Evinden Anılar” başlıklı bir kitap yazar. Kitapta
yazar, buradaki hayatından őnce halkı, insanları tanıdığını
düşündüğünü, ama yanıldığını burada anladığını belirtir. Yazar,
“kara halk” olarak tanımladığı bu kitleyle karşılaştıktan
sonra, insanları çőzümlemeye ve iç dünyasının derinliklerine
inmeye başlar. Bu kitap, yazarın doğrudan kendi yaşamından
anlatımlar ve izler taşıdığı için çok őnemlidir. Dostoyevski,
Sibirya`da, içindeki Sibirya’ya inmiş ve kendisini tanımaya
başlamıştır.
Hani Pavlov’un meşhur bir kőpeği vardır. Pavlov, kőpeğiyle bir
deney yapar. Dostoyevski de hapishanedeki bir kőpekle,
insan ilişkileri üzerine gőzleme dayalı bir deney yapıyor. İlginç
gőzlemleri var yazarın. Önce hapishanedeki bir kőpeğin
yanından geçen her mahkûm tarafından tekmelendiğini
gőzlemler. Asıl ilginç olan şey, kőpeğin mahkûmlardan
kaçmaması ve yanına bir mahkûm yaklaştığında otomatik
olarak eğilerek tekme pozisyonu almasıdır. O, bir gün kőpeğin
yanına yaklaşarak onun başını okşar. Kőpek bir süre şaşkın
şaşkın ona baktıktan sonra, hızla yanından uzaklaşır ve acı acı
havlamaya başlar. Ve kőpek, o günden sonra nerede
Dostoyevski’yi gőrse oradan kaçar ve ona bir daha asla
yaklaşmaz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder