İzleyiciler

9 Ekim 2016 Pazar

AZİZ NESİN'DEN HOŞUMA GİDEN BİR HİKAYE:
“SİZİN DE, EŞİNİZİN DE. NİYAZİ'NİNDE, GELMİŞİNİ DE, GEÇMİŞİNİDE
1965 senesiydi. İşe gireli henüz iki hafta olmuştu. Bir genel
müdürlükte, özel kalem müdürünün yardımcısıydım.Bayrama
on gün kala, müdürüm hastalandı ve rapor aldı. Ertesi gün,
genel müdür, beni odasına çağırdı.

Buyrun efendim.
Tebrik kartları hazır mı evladım?
Hangi tebrik kartları efendim?
Eyvahlar olsun, Şükrü sana söylemedi mi? Bayram geldi,
tebrik kartı göndermeli. Şimdiye çoktan postaya vermiş
olmamız gerekirdi.
Hiç haberim olmadı efendim
Hemen, hemen hemen ! Yarına istiyorum üç bin adet kartı
sabaha kadar yaz ve postaya ver.
Emredersiniz efendim! dedim ve odadan çıktım. Ancak üç bin
adet bayram tebrik kartını tek tek nasıl yazacağım? Genel
müdür, kartların çini mürekkeple ve güzel bir yazıyla
yazılmasını isterdi. Üç bin adet kartın iki bin tanesi makamca
kendinden aşağıda olanlara şu şekilde yazacaktım:
Bayramını kutlar, gözlerinden öperim.
Kalan bin tanesi de, daha üst makamdakilere:
Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve
başarılı günler niyaz ederim şeklinde yazılacaktı
Hiç vakit geçirmeden masamın başına geçip kolları sıvadım.
Önümde davetiyelerden oluşan irili ufaklı pek çok dağ
duruyordu. Ben mesaim bitiyor, az sonra çıkar evime giderim
derken, sabaha kadar burada kalıp üçbin kartı yazmak
zorunda kaldım. Sızlanmanın faydası yok, işe başlayım:

Bayramını kutlar, gözlerinden öperim.
Bayramını kutlar, gözlerinden öperim.
5,10,20,50,100,750,875. Yazıyorum yazıyorum bitmiyor! Vakit
gece yarısını geçti gitti bana öyle bir sıkıntı bastı ki, tarif
edemem.
Yazıyorum, yazıyorum, yazıyorum.. bitmiyor.
En nihayetinde alt makam kartları bitti. Ama ben de bittim.
Şafak sökmek üzereydi. İşi biten kartları masamın üzerinden
alıp başka bir yere koydum. Ama önümde hâlâ bin adetlik bir
kart yığını durmaktaydı. Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla
kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederime başladım..
Durmadan yazıyordum. Göz kapaklarIm öyle ağırlaşmıştı ki,
gözlerimi açık tutmam her bir karttan sonra daha da zor bir
hale gelmişti. Resmen işkence çekiyordum.
125,279,400, 689 yazdım yazdım yazdım. Bir vakit sonra, artık
ben kaleme değil o bana hakim olmaya başladı. Ama hâlâ
yazıyordum:
Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve
başarılı günler niyaz ederim.
Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve
başarılı günler niyaz ederim.

Niyaz ederim başarılı günler sizinle eşinizin bayramını
kutlarken…
Kutlarken eşinizin bayramını saygıyla sıhhatli günler diler
Niyazi ile beraber ederim…
Niyazi ile birlikte sizin ve eşinizin bayramını kutlarken ayrIca
sıhhatle ederim…
Önce bayramınızı eder, sonra eşinizle Niyazi’ye başarılı günler
dilerim…
Sizin de eşinizin de Niyazi’nin de bayramını saygıyla eder,
sıhhat dilerim..
Sıhhatli eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, Niyazi’ye
başarılar diler aynı zamanda ederim…
Bayramınıza etmeden önce eşinizi saygıyla kutlar Niyazi’nin
gözlerinden öperim…
Sizin de, eşinizin de, Niyazi’nin de, bayramını da, tatilini de,
gelmişini de, geçmişini de.. saygıyla ederim…
Sabah tam mesai saatinde, gözlerim kan çanağı bir halde
kartları yetiştirdim.. Genel müdür birikisine
şöyle bir baktı:
Aferin dedi. Bitirmen iyi olmuş. Hemen postalayın!

Hemen postaladık.
Üç gün sonra da önce bizim genel müdürü, ardından
bendenizi postaladılar.
Aziz Nesin
Bayram Tebriği

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder